Traduire turc arabe وضع ثقته في

Résultats connexes

• yakıştırmak
  وَضَعَ {[َ وَضْعًا]}
  plus ...
• poz
  وَضْع {ج أوضاع}
  plus ...
• çare bulmak
  وَضَعَ الْحَلّ
  plus ...
• oluşturmak (v.)
  وضع
  plus ...
• konum
  وَضْع
  plus ...
• işgal (n.)
  وضع اليد
  plus ...
• pozisyon (n.)
  وضع
  plus ...
• hal
  وَضْع
  plus ...
• bestelemek (v.)
  وضع
  plus ...
• duruş (n.)
  وضع
  plus ...
• dünyaya gelmek
  وَضْع
  plus ...
• emlak (n.)
  وضع
  plus ...
• atmak {koymak}
  وَضْعَ
  plus ...
• statü (n.)
  وضع {ج أوضاع}
  plus ...
• konjonktür (n.)
  وضع
  plus ...
• vaka (n.)
  وضع
  plus ...
• vaziyet (n.)
  وضع {ج أوضاء}
  plus ...
• koymak (v.)
  وضع
  plus ...
• işaret koymak
  وَضْع عَلاَمَة
  plus ...
• halden anlamak
  يقدِّر الوضع
  plus ...
• rapor yazmak
  وَضَعَ تَقْريِرًا
  plus ...
• gergin durum
  وضع متوتر
  plus ...
• işaretlemek
  وَضْع عَلاَمَة
  plus ...
• takoz koymak
  وَضَعَ إسفين
  plus ...
• süredurum
  اَلْوَضْعُ الحالي
  plus ...
• kanun koymak
  وَضْعُ الْقَانُون
  plus ...
• süredurum
  اَلْوَضْعُ الرَّاهِن
  plus ...
• statüko
  اَلْوَضْعُ الرَّاهِن
  plus ...
• saldırı durumu
  وضع الاقتحام
  plus ...
• yerine koymak
  وَضَعَ مَكَانَهُ {[َ وَضْعًا]}
  plus ...

les exemples

• Kırmızı alarm iptal edildi.
  . لا يستطيع وضع ثقته في الأخرين
• Dün akşam, babam bana güvendi... ...ve bir görev verdi.
  ليلة أمس، أبانا وَضعَ ثقتَه فيّ. . . . . . وأعطاَني لجنة.
• Harriman için çalışıyorum... ve sorumluluk bana ait--
  ....و قد وضع فى ثقته
• Harriman için çalışıyorum... ve sorumluluğu bana verdi.
  ....و قد وضع فى ثقته
• Lord Miraz'a güvenirlerse bunun ciddi sonuçları olacağını... ...konseye söylemiştim.
  لقد حذرتُ هذا المجلس ... (عندما وضع ثقته في اللورد (ميراز أنه سيكون هناك عواقب ... - لا ، لا -
• - Ve Bay Lindbergh gangsterlere umut bağlarken... ...biz de gangsterlerin hiçbir silahla... ...karşı koyamayacağı tek şeyi elde ediyoruz.
  " ( وبينما وضع السيد ( ليمبورج ) ثقته فى ( هودهمز " بدأنا بزراعة الشيء الوحيد الذى لم يستطيع المجرمون محاربته بكل الأسلحة التى فى العالم
• Bay Lindbergh serserilere güvenmeye devam ederken... ...biz de suçluların dünyadaki bütün silahlarla karşı koyamayacağı... ...bir şeyin hazırlığını yapıyorduk.
  " ( وبينما وضع السيد ( ليمبورج ) ثقته فى ( هودهمز " بدأنا بزراعة الشيء الوحيد الذى لم يستطيع المجرمون محاربته بكل الأسلحة التى فى العالم